23 Mart 2014 Pazar

23.03.2014 (Beşiktaş-Akhisar Belediyespor)

Beşiktaş, ligin 26.  haftasında oynanan karşılaşmada Beşiktaş Akhisar Belediyespor'u 3-0'lık net bir skorla mağlup etti.

Maçın ilk 10 dakikada 2-0 olması maçın seyir zevkini oldukça düşürdü. Maçla ilgili şunu söylememiz gerek dün Galatasaray'ın Beşiktaş'a kendi eliyle verdiği fırsatı Beşiktaş tepmedi ve ligde ikinci sıraya yükseldi. İkinciliğin bu kadar önemli olduğu bu sezonda Beşiktaş doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne gitme şansını yükseltti diyebiliriz. Lig ikinciliği bu sezon en az şampiyonluk kadar değerli. Ben Bilic'in Holosko'ya nasıl katlandığını gerçekten anlayamıyorum, Holosko her zaman iyi niyetle oynayan bir oyuncu olmasına rağmen çok formsuz. Ben bu hafta Bilic'in Kerim'e şans vermesini bekliyordum.

Oğuzhan hakkında bir iki şey söylemek istiyorum, Türk futbolu için çok önemli bir oyuncu olacağını düşündüğümüz bu genç arkadaşımızın formsuz olduğunu düşünüyorlar ancak formsuz olan Olcay. Olcay'ın formsuzluğu Oğuzhan'ı direk etkiliyor çünkü bu iki isimde tek topları çok iyi oynayan isimler ancak Olcay'ın formsuzluğundan ötürü tek toplarda başarısız olması Oğuzhan'ı gerçekten etkiliyor. Fernandes'in olmadığını da düşünürsek Oğuzhan tek başına kalıyor.

Tabi hakkında bir şey yazmazsam haksızlık edeceğim bir isim var. Veli Kavlak gerçekten çok yararlı ve savaşan bir oyuncu. Bugün gol attığı için onun adına gerçekten çok sevindim. Kendisi takımın gizli savaşçısı.

Bülent Yıldırım rahat bir maç yönetmesine rağmen, maçın sonunda Akhisar kalecisi Emrah'a  göstermediği kırmızı kart benim için tam bir skandal. Akhisar haftaya içeride Çaykur Rizespor ile oynuyor ve Rizespor ligde kalma mücadelesi veriyor. Uyulması gereken kurallara ülkemizde gerçekten uyulmuyor ve bunun yüzünden kim bilir belki Rizespor ligden düşecek. Artık yeter bu işi düzgün yapamayacaksak yapmayalım.

22 Mart 2014 Cumartesi

Artık SUSMAYALIM!!!

Herkese yeniden merhaba...

Biliyorum çok uzun zamandır yazmıyordum, bunun sebebi oyuna olan inancımı ve güvenimi kaybetmemdi. Ancak mevcut durumda artık susmanın kafi olmayacağını anlamış bulunmaktayım. O yüzden ne kadar takipçim varsa hepinizden çok özür diliyorum.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, şu an, buraya yazdıklarım hem futbolla hem de ülkemizin gittiği durumla alakalı. Futbolla siyaset birbirine karıştırmamalı diyen bir kesim var. Ancak ülkemizin şu an ki durumunda siyaset her şeyin içinde olduğu için bunları konuşmanın tam zamanı. Türkiye'de artık her alanda lobicilik dediğimiz sistem oluştuğu için, hiç bir iş özellikle futbol doğru düzgün yapılamamakta ve idare edilememekte.
Hangimiz bu oyunu güzelliğinden ötürü sevmiyoruz? Biz adil bir oyun istiyoruz ama artık ülkede güven ortamı öyle sarsılmış durumdaki neye inanacağımızı şaşırdık. Belli güçler ülkede tabir-i caizse korku imparatorluğu kurmuş ve istedikleri gibi hak at koşturuyorlar. Olan bizim inandığımız değerlere oluyor. Örnek olarak ikinci yarının başında Fenerbahçe aleyhine olan hakem hataları çok net gösterilebilir. Fenerbahçe şampiyonluğu erkenden garantilemesin ve Lig Tv'nin rating oranları düşmesin diye bizler futbolun güzelliğinden mahrum bırakılıyoruz. Bana artık sadece bir simulasyon izliyormuşuz gibi geliyor. 

Artık öyle bir hale geldik ki sanki sahada oyunu oynayan futbolcular deği,l biz tribündeki futbol severler olduk...

PEKİ BİZ NEDEN BİRBİRİMİZE DÜŞMAN OLDUK?

Futbolu neden bu kadar hayat memat meselesi haline getirdik? Futbol birileri para kazanmaya devam etsin diye mi oynanıyor yoksa toplum için mi oynanıyor? Bu sorular aslında bizim geldiğimiz yeri özetliyor. Ben burada açıkça söylüyorum ve söylemekten çekinmiyorum. Ben Beşiktaş taraftarıyım ama Fenerbahçe ve Galatasaray her şampiyon olduğunda alkışladım. Anadolu'dan takımlarımız çıksın şampiyon olsun istiyorum, televizyonda siyaset programlarına benzemeyen futbol programları yayınlansın istiyorum, futbolu bilen ve seven insanların yorumlamasını istiyorum, Sadece yukarıda bahsettiğim bu lobicilik üzerinden pirim sağlamış, futbol hakkında hiçbir şey bilmeyen  bu kimseler insanları provoke edip, birbirlerine düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İşte biz bu ''kıyakçılık'' felsefesi yüzünden birbirimize düşman olduk. Hala kendimizi Avrupa ile kıyaslayalım, kıyaslayalım ama onlara yetişmek için artık bir şeyler yapalım. En azından biz halk olarak değişelim.Bizim duygularımız üzerinden pirim yapmaya çalışan kimselerin planlarını bozalım.


Öyle bir ülke haline geldik ki sadece bir tek insanın istemesiyle bile kocaman bir sosyal medya mecrası kapatılabiliyor.Yasaklar kendi kendine konuyor, bir tek cezaların nasıl ve neden verildiği belli. Taraftarlar tribünde küfür ediyorlar, saha kapatma cezası adı altında bir sonraki iç saha maçını kadınlara ve çocuklara ücretsiz hale getiriyorlar. Bu çok büyük bir ayrımcılıktır. Kimse kadın ve erkeği birbirinden ayıramaz. Bunun adı dünyanın her yerinde seksizmdir. Kadınlar ve çocuklar asla ceza değillerdir. Bu mantık bizi buralara getirdi. Bir saha kapatma cezası veriyorsanız kadına, erkeğe ve çocuğa bütün vatandaşlara bu ceza verilir. Yeter artık! Ben bu ortamın içinde olmayı gerçekten reddettiğim için uzun süre yazmadım. Tek suçum oyunu sevmekse ve bu oyun seviliyor diye bu hale geldiyse. Bende dahil hepimize YAZIKLAR OLSUN!


Sustum, bekledim ancak artık bu sistemle ve dayattıklarıyla savaşacağım. İnsanları insanlara düşman eden, birbirinden ayıran her şeyin KÖKÜNÜ KAZIYANA kadar yazacağım!